Gelişmiş ülkeler bir taraftan
Covid-19 aşısı üzerinde çalışırken diğer taraftan ölümcül virüse karşı koruyucu
ve iyileştirici ilaçlar arıyor.
Araştırmalar ‘Carvacrol’
üzerinde yoğunlaştırılmış durumda. Carvacrol’un bağışıklık sistemini
güçlendirdiği, virüslerin DNA zincirini kırarak yok etmeye yardımcı olduğu,
solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruduğu, sindirim sistemini güçlendirdiği,
yaraların iyileşme sürecini hızlandırdığı, kanser hücrelerinin oluşumunu
durdurduğu bilimsel olarak ispatlanmış durumda.
Carvacrol, en yoğun kekik,
defne gibi bitkilerde var.
Kekik ve defnenin doğal
olarak yetiştiği dünyanın en değerli topraklar da bizde.
Herkesin canıyla uğraştığı
dünyada Carvacrol petrolden değerli hale geldi.
Ancak biz bu değerimizin
farkında mıyız?
Değiliz.
ABD, Türkiye’nin ürettiği tüm
kekik yağına talip oldu ve galon galon satın alma sürecini hızlandırdı.
Bunu ben söylemiyorum. İhracat
istatistiğimiz ve Türk Amerikan İş Adamları Derneği (TABA - AmCham) Başkanı Ali
Osman Akat söylüyor. Akat, “ABD’nin birdenbire kekik yağına bu kadar yoğun ilgisi
Türkiye’yi kekik yağsız bırakabilir” diyor.
Sosyal medya platformumda bu
durumu paylaştım. Beni arayan arayana…
Arandım derken, arayanlar
arasında “Bu konu takibimizde. Önlemlerimizi alıyoruz. Türkiye olarak biz de Carvacrol
üzerinde çalışıyoruz” diyen etkin, yetkin kimse yok.
Arayanların söyledikleri
şunlar:
“Carvacrol’un koronavirüsü
önlediğine emin misiniz?”
“ABD’nin bu ürüne bu kadar
talepte bulunduğunu nereden çıkardınız?”
“Yazmayın. Kekik yağı
fiyatlarını spekülatif olarak yükseltiyorsunuz.”
“Şimdi insanlar aktardan
kekik yağı alıp içer ve hayatlarını kaybederlerse sorumlusu siz olmaz mısınız?”
İnsanımız garip.
Dünyada 1,1 trilyon dolarlık
pazar hacmi bulunan ilaç endüstrisi, hammaddesinin önemli bölümünü endemik
bitkilerden sağlıyor.
Tüm Avrupa coğrafyasından
daha fazla endemik bitki çeşitliliği ve kaynağı olan Türkiye, bu pazardan
yeterli pay alamıyor.
Bu durum kabul edilebilir
gibi değil.
Ekonomi yönetimimizden,
Sağlık Bakanlığımızdan, üniversitelerimizden, ar-ge merkezlerimizden, bilim
insanlarımızdan beklentide haksız mıyız?
Acaba bu yazıyı paylaşarak
kamuoyu yaratabilir, yetkililerin dikkatini çekebilir miyiz?
YORUMLAR