Ürettiği ürün yüksek teknoloji grubundaysa…
Markası dünya süper ligindeyse…
Bu tesis ülkenin ‘stratejik’ üssüdür.
Temelini atan, hayalinin büyüklüğü nedeniyle bir terör saldırısıyla hunharca katledilmişse…
Ortaya çıkan ürünlerde binlerce işçinin alın teri, yüzlerce mühendisin alın terine karışmışsa…
Bu tesis ülkenin ‘namus’ üssüdür.
Devlet kıt kaynaklarından teşvikler sunduysa…
Üniversiteler, teknoloji, ar-ge ve bilim kurumları seferber olduysa…
Ürün, dünya sektör liderinin ülkesinde rekabet edebiliyorsa…
Ortaya çıkan eser, “İşte bunu biz yapıyoruz” dedirtiyorsa…
Bu tesis vatanın ‘gurur’ üssüdür.
O yüzden böyle bir üssü satma düşünceniz hâsıl olduğunda…
Bugüne kadar size türlü kazanımlar sağlayan vatan gelir gözünüzün önüne.
Öldürülen kurucunuzun kanlar içerisindeki fotoğraf karesi gelir aklınıza.
Sonra kurucunuzun katilini iade etmeyen ülke var ya… Oraya sattığınız her ürün ahde vefanın adı olur sizde.
Size teşvik olarak verildiği için dağ köyüne yapılamayan okul ve bu okulun çıplak ayaklı kız çocuklarını düşünürsünüz.
İşçinizin alın teri boğar sizi.
“Paranın canı cehenneme!” der, satmaktan vazgeçersiniz.
Maalesef böyle olmadı.
Ülkenin stratejik, namus ve gurur üssü, ‘İşletme’ dersinin ‘Hülle’ ünitesinde okutulacak yöntemle satıldı.
Hayatlarında sanayicilik yapmamış bir çift, Lozan’da kurulan fonla Türkiye’nin stratejik, namus ve gurur üssünü satın aldı ve 7 ay sonra da üretimi durdurdu.
9 Aralık’tan beri aklıma mukayyet olmaya çalışıyorum. “Türkiye bütün bunların yaşandığı ülke olamaz” diyorum. “İş insanı bu kadar vefasız, medyası bu kadar duyarsız, toplumu bu kadar ‘gaflet’ içerisinde bir ülke nasıl olduk?” deyip dövünüyorum günlerce.
Amerika’ya gidin. Bastırın parayı. Alın Iphone’nu.
Temsa’yı alır gibi kolay alamazsınız da. Velev ki aldınız.
7 ay sonra, “Üretimi durdurdum” deyin bakalım, ne oluyor?
ABD’de devlet size ne yapıyor, ABD’li bu yaptığınıza ‘dalalet’ mi yoksa ‘ihanet’ mi diyor görürsünüz.
Dünya elektrikli otobüs üretim lideri Temsa’nın başına gelenler Mercedes’in başına gelseydi...
Alman devleti ne yapardı?
Bu satışa izin verir miydi?
Üretimin durmasını günlerce seyreder miydi?
TMSF ne iş yapar?
Varlık Fonu, Ziraat Bankası, Halk Bankası daha ne olursa harekete geçer?
Eğer Temsa’da bu hafta üretim başlamazsa…
Bu sadece çalışanlar, tedarikçiler, ekonomi yöneticileri için yıkım olmaz.
Türkiye sanayisi, dünya genelinde bir daha asla kazanamayacağı prestiji kaybeder...
Yerli ya da yabancı yatırımcı, Türkiye’de üretmenin zirvesine ulaşılsa bile yarattığı değerin elinden alınacağına inanır ki…
Temsa’da bugünden itibaren üretim başlamazsa, geleceğimizin inovasyona, ar-ge’ye, girişimciliğe, üreticiliğe, katma değere, teknolojiye inancı biter ki…
Bunların maddi karşılığı yoktur.
10 gündür çırpınıyorum. Her yere ulaşmaya çalışıyorum.
Tek kişi kalsam da Temsa’nın üretime geçmesi için çabam devam edecek.
Çünkü Temsa Türkiye’nin! Ve Türkiye benim!
YORUMLAR