Akıl alır gibi değil.
Adana Şakirpaşa Havalimanı, Türkiye’nin yolcu
trafiğiyle 6’ncı büyük havalimanı. 1937’den beri sadece Adana’ya değil, çevre
şehirlere de hizmet veriyor.
20 yıl önce bu havalimanının
kargo uçakları tarafından da kullanılabilmesi için pist uzatma konusu gündeme
geldi. Böylece başta tarımsal ürünlerimiz olmak üzere bölgenin ihraç ürünlerini
dünya pazarlarına Adana Şakirpaşa Havalimanı’ndan kalkan kargo uçaklarıyla
gönderebilecektik. Böylece artan hava taşımacılığıyla ithalatımız dolayısıyla
bölgenin dış ticaretini büyütecekti.
Şakirpaşa’da genişleme için
alan vardı. Havalimanı bitişiğindeki
askeri tesis başka bir bölgeye taşınmaya hazırdı. Buradan sağlanacak 800
dönümle birlikte havalimanı arazisi 3 bin 500 dönüme çıkabiliyordu.
Silifke’nin çileğini,
Erdemli’nin limonunu, Tarsus’un kesme çiçeğini, Adana’nın sebze meyvesini alım
gücü yüksek Avrupa pazarına taşımak adına bu havalimanına soğuk hava depoları kazandırmamız
kâfiydi. Bir de çok eskiyen terminal binasını revize etsek iş tamamdı.
Bunun için 50 milyon avro
yeterli olacaktı.
Biz ne yaptık?
Yeni bir havalimanı yapmaya karar verdik.
Üstelik yeni bir şehir şovenizmi polemiği doğurduk.
Havaalanı Mersin’in mi, yoksa Adana’nın mı sınırları
içerisinde olmalıydı?
Amansız tartışma başlamıştı. Siyasetçilere gün doğmuştu. Demeç üzerine
demeçler veriliyor, hepsi sözüm ona kendi şehrini savunuyordu.
İktidar, Mersin’de karar
kıldı.
Yeni Uluslararası Çukurova Havalimanı
için tahsis edilen arazi neredeyse Adana Şakirpaşa Havalimanı’nın bitişiğiydi.
Ama olsundu. Sınır, Mersin’in içerisinde kalıyordu.
Hiçbir Mersinli çıkıp, “Ya
hu arkadaşlar, yeni havalimanı için
evimizden çıktığımızda aynı kilometre yol kat edeceğiz. Bizim için değişen bir
şey olmayacak. Biz turizmde hamle yapmak istiyoruz. O yüzden bize de havalimanı yapılsın. Ama yeri daha batımız olsun” demedi.
Mersin’in milletvekilleri,
siyasetçileri, yerel yöneticileri zafer kazandıklarını açıkladığı günlerde Uluslararası
Çukurova Havalimanı için düğmeye basıldı.
Çukurova’nın en verimli 4 bin
dönümlük arazisi yeni havalimanına tahsis edildi.
Doğaseverler, “Yapmayın, etmeyin. Burası göçmen kuşların
geçiş yolu” dedi, dinleyen olmadı.
Jeoloji uzmanları, “Yapmayın, etmeyin. Bu zeminde su seviyesi
yüksek, inşaat maliyetleriniz artar, pistler sağlam olmaz” dediler, kulak
asan olmadı.
Neticede 2013 yılında Uluslararası
Çukurova Havalimanı’nın temeli, “3 yılda
bitirilecek” vaadiyle atıldı. Yap-işlet-devret modeliyle ihaleyi alan
şirket iflas etti.
Devlette devamlılık esastı.
Bir firma daha bulundu. Siyasetçiler temel atma butonunu 2017’de bir kez daha
ellerine aldılar. Basın mensupları binlerce kare fotoğraf alıp haber
merkezlerine döndü.
Yine olmadı.
Devlet kararlıydı. “Beklemeye lüksümüz yok. Bu projeyi
gerekirse biz tamamlayacağız. Açılışı da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda
yapacağız” dedi.
Üzerinden üç Cumhuriyet Bayramı
geçti. Ortada bırakın havaalanı üstyapısını, bitmiş altyapı bile yoktu. Kaynak
lazımdı.
Kaynak arayan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ),
arazi içerisinde kalan 150 dönümlük kendiliğinden yetişen nar ağaçlarını
keşfetti. Tarih, 2018’in Ekim ayıydı. Nar ağaçlarının üzerinde mahsul vardı.
Nar ihaleye çıkarıldı, alıcı çıkmadı. 8 Kasım’da ikinci kez nar satış ihalesi
düzenlendi. Nara kimse para vermeyince bu ihale de iptal oldu. Üçüncü ihale
için gün sayılıyordu ki yağan yağmur ve hava şartları narı çürüttü.
Yıllar geçip gidiyordu…
Haberi geçtiğimiz günlerde aldık.
Uluslararası Çukurova Havalimanı’nın
bu kez de üstyapı tesislerinin ihalesi yapılmıştı.
DHMİ’nin açtığı ihaleye hepsi
iki firma teklif verdi.
Limak-Kalyon-Cengiz İnşaat Ortak Girişimi şartlı teklif verince elendi.
Diğeri ise Günbeton İnşaat-Terminal Yapı Ortak
Girişimi ise 100 milyon avro kira bedeli karşılığında ihaleyi kazandı.
Toplam yatırım tutarı 250
milyon avro olması hesaplanan inşaatın ihalesi ortaya çıkan güvensizlik
nedeniyle DHMİ Yönetim Kurulu’nca iptal edildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da ihale iptalini onayladı.
Yani bir şirket, “250 milyon avro yatırım yapacağım,
karşılığında 100 milyon avro kira bedeli istiyorum” diyordu.
Böyle bir teklifin karşısında
insan fedakâr şirketleriyle gurur duyuyor tabii!
Gurur duyuyor da projenin
bitirilebileceğine inanamıyor.
9 yıllık Uluslararası Çukurova
Havalimanı sürecinde gelinen durum bu.
Şu an devlet kaynak sıkıntısı
çekiyor.
Geleceği güz aylarında olacak
narlara ve bu hasadın ihalesine kalmış bir projeyle karşı karşıyayız.
Yani 20 yıl önce 50 milyon avro verip Adana Şakirpaşa Havalimanı’nı
genişletmiş, idari binalarını revize etmiş, soğuk hava depolarını yapmış
olsaydık; şu an kargo uçakları Silifke’nin çileğini, Erdemli’nin limonunu,
Tarsus’un kesme çiçeğini, Adana’nın meyve sebzesini Paris’e, Münih’e,
Amsterdam’a gönderiyor olacaktık. Bu yolla son 10 yılda 10 milyar dolar daha
fazla ihracat yapılmış olunacaktı.
Hayli geç kaldık ama olsun.
Bugün yapalım. Ben Adana Şakirpaşa Havalimanı
genişletme ve revizyon çalışması kararının çok çabuk alınıp uygulanabileceğine
inanıyorum. Buna en çok 10 yıldır havalimanı bekleyen ve bir 10 yıl daha
beklemek istemeyen Mersinlilerin sevineceğini biliyorum.
Artık popülist değil,
gerçekçi düşünmek zorunda olduğumuz bir dünyaya girdik.
Tarım arazisi, toprak, su ve
her türlü kaynak çok önemli.
Başta AK Parti Sözcüsü Adana Milletvekili Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide
Sarıeroğlu olmak üzere bölge milletvekillerinin Adana Şakirpaşa Havalimanı’nı
genişletme ve revizyon yatırımına destek vereceğine inanıyorum.
İş insanından çiftçisine kadar bölgede yaşayan 7
milyon kişinin talebidir bu.
YORUMLAR